çok gezen mi bilir,çok gezdiren mi?-))

çok gezen mi bilir,çok gezdiren mi?-))
Palmyra at the night.yıllarca gezdirdikten sonra artık biraz da gezmeye karar verdim..

31 Temmuz 2011 Pazar

yoksulluk

Şu aralar kafamda birsürü düşünce dolaşırken,görüntüler arasında sek sek oynarken,acaba bu 'yoksulluk' denen şey insanoğlunun varoluşundan beri varmıydı diye düşündüm.Tabii ki cevabım hayırdı.Çünkü insan sayısı az ve kaynaklar çok daha fazla olduğundan,ihtiyaçların dağıtımı doğal bir adil düzenden gidiyordu.Sonra nüfus çoğalması,şehirleşme,din,erk sahipleri vs vs gibi hepimizi bildiği 'insanoğlunu gelişimi' diye adlandırdığımız,daha sonraları savaş ve yıkımlara yolaçacak dönem başladı.Bu dönemde bazı toplumlar anladılar ki,doğanın bize verdiği zenginlik ve kaynaklar sonsuz değil ve azaldıkça değerlenecekler.Sanayi devrimi ile birlikte aslında hep toprağın altında olan bazı kaynaklar çıkarlmaya başlandı.Onlara sahip olanlar zenginleşecek,olmayanlar muhtaç olacaktı.Ama 21. yüzyıl a geldiğimizde o kaynakların sahipler(yani o toprağın üstünde doğanlar) sadece o kaynakları başkaları için çıkarma sürecinde birer köle olmuşlar.Elmaslar,altınlar,petrol,madenler,.....çünkü cahil kalmışlar,bırakılmışlar..tonlarca değerli maden kapitalist güçlerce çıkartılıp pazar oluşturuurken onlar yoksuluk ve aids gibi kitlesel ölümlere yol açan hastalıklarla,açlıkla boğuşuyorlar!Araplar dayamışlar sırtlarını amerika ve İngilizlere,nereye süreceklerini bilmedikleri yağlarıyla lüks içerisinde Bedevi hayatnı devam ettiriyorlar!Neden kitlesel ölümlere yol açan hastalıklar hep fakir ülkelerde?çünkü hastalığın önünü alacak ve tedavi olacakları ilaçları ödeyecek paraları yokyani bu insanları aslında hastalık değil yoksulluk öldürüyor..9. ve 14. yüzyıllar arası emeviler,araplar kültür ve medeniyeti ispanya ve avrupaya getirdiler.papirüs ü,parşömeni,kağıt ı avrupalılara onlar öğretti.Şu anda uşak ve umarsızlığı öğreniyorlar..İslam dinini hep ulemaca yorumlanmış ,kendilerine yontan,gelişimin ve bilmin önünü kapatan,kadını hiçe sayan,kara çarşaflar,kara suratlar arkasına gizleyen,ürkütücü,sevimsiz bir hayalet haline dönüştürdüler.Batlı güçler ver hristiyanlar da bunu sonuna kadar desteklediler,çünkü zaten hristiyanlık ya anime edilmiş bir hobby,ya da vatikandaki korkulan ve sırlar dolu bir reli-politik güç şeklinde erimekteydi..sonuç müslümanlık=cahillik,cahillik=yoksulluk yoksulluk=çaresizlik,çaresizlik=umutsuzluk,,umutsuzluk=sesini dyurma,sesini duyurma=terör,terör=islam pozisyonuna geldi..Kapitalizm ve serbest iyasa sistemi,sanıldığı gibi zenginlik üzerine değil yoksulluk üzerine inşa edilmiş iğrenç bir sistemdir!Ne büyük bir çelişkidir ki kapitalistm ve serbest piyasa sistemi aynı zamanda demokrasi,insan hakları ve toplum huzur ve güvenini vadeder!Onun için bu sistemin ayakta kalması yoksulluğun sürekliliği ile kesin bağlantılıdır.terör olmali ki güvenlik vadedesiniz,silah satmalısınız ki düzeni döndürmelisiniz.Nüfus artışına (fakir ülkelerde)göz yumacaksınız ki hastalıklar ve terör artsın siz de onları rahatça kırın ve kırdırabilin.Kötüyü,en kötüyü halkına göster ki kendilerini iyi hissetsinler!Savaş adı artık,güvenlik sağlam,demokrasiyi oluşturma,global terörü engelleme isimleri ile sempatikleşip legalleştirildi.ama nedense hep bu müdahaleler yereltı kaynaklarının zengin olduğu yerlerde yapııldı!Eğer üzerinizde üniforma varsa öldürmek doğal ve hatta kahraman olabilirsiniz,üniformasız teröristsiniz.eğer krvatsız ve takım elbisesiniz vrsa,broker,finansman,danışman yoksa hırsızsınız!30-40 yıl sonra doğanın (şu an için)değerli kaynakları tükendiğinde,elmasın,petrolün,altının yenilip içilemiyecek şeyler olduğunu anladıklarında dünyanın tükenme eşiğine olduğunu görecekler.Nüfus 8 milyarlar dayanacağından onu azaltmak için savaşmak gerekecek.Ama ilginç olan o kravatlı,takım elbiseliler değil yoksullar savaş için kullanılacak..Yani gene onlar yeni dünya düzeninin yönünü belirleyecekler.Ama dünya tarihindeki hiç bir savaş,yoksulluğun bugüne kadar öldürdüğü insan kadar kişi öldürmemiştir.Yani 'yoksulluk' hep var olmak zorunda ve öyle de olacaktır...Tanrı kimseyi açlık ve yoksullukla sınamasın..Yaşasın yoksulluk,yaşasın düzenin devamlılığıGandhi şöyleder:''ŞİDDETİN EN ÖLÜMCÜL BİÇİMİ YOKSULLUKTUR''!Sevgiler...

7 Mayıs 2011 Cumartesi

ANNELER GÜNÜ

HİÇ BİR ÇORBA ONUN Kİ KADAR ŞİFALI,HİÇ BİR EL ONUNKİ KADAR BÜYÜLÜ,HİÇ BİR GÖZYAŞI ONUNKİ KADAR YAKICI,HİÇ BİR DUA ONUNKİ KADAR KALICI,HİÇ BİR TAŞ ONUN KADAR SABIRLI OLAMAZ..O NU APANSIZ ARAYIN!YALAN DA OLSA ALTIMI KALIN GİYİYOM,ÖRDÜĞÜN ÇORAP AYAĞIMDA DEYİN-)İHTİYACIN VAR MI DİYE SORUN!BEN ÖZLÜYOM ÇOOOK!HEPSİNİN ELLERİNİ ÖPERİM!!!

1 Şubat 2011 Salı

kadınlar...kadınlar...

Ya arkadaşlar,dünyada benim karım(ya da Türk kadınlarından)başka temizlikçi kadına ayıp olmasın diye,bir gün önceden fırını ocağı temizleyip,sonra da temizlikçi kadına dünyanun parasını veren varmıdır??

29 Ocak 2011 Cumartesi

Günün potbori fıkrası..K..mdan uydurdum-)))

Pamuk Prenses ve yedi cüceler bir gölün kenarından geçerken,bakmışlar ki ak sakallı yaşlı bi adam elinde yoğurt kasesi kaşıkla göle yoğurt atıyor.Cüceler;'be adam napıyorsun?sende hiç çevre bilinci yok mu gölü niye kirletiyorsun' demişler.Adam;'bre zındıklar,adam dediğiniz koskoca Nasreddin hoca,bi karının peşine takılıp gezeceğinize biraz kitap okuyun,kendinizi geliştirin'demiş.Ayrıca ben göle maya çalıyorum,en baba numaralarımdan biri,demiş.Ordan geçen Temel;'ya sen denyo musun?ben yapsam bi kitap fıkra yazarlar hakkımda,göl hiç maya tutar mı' demiş.Hoca;'ya tutarsa' deyince Temel;'g..tüne mi sokcan o kadar yoğurdu?' deyince,göl kenarında elinde rakıyla oturan Bektaşi;'ya kardeşim niye bozuyorsunuz adamın motivasyonunu?şurada bi ömür yetcek mezeyi bekliyoruz işte,arkadaşlar da tekkeden çıktı geliyorlardı,bi s..tirin gidi yaaa' demiş.Gürültüyü duyan Akp li zabıta ekipleri gelip Pamuk prenses i grup yapmak ve işini faturalandıramadığından alıp nezarete götürünce,7 cüceler;'ooohhh  be kurtulduk cadı lezbiyenden,hadi soyunup göle dalalım alalım da hoca yı aramıza verelim coşkuyu Libidoya' demişler...

28 Ocak 2011 Cuma

leyleği havada gördüm,hiç inmesin diyesim var-))





yıllardır meslek gereği güzel ülkemize gelen turistleri gezdiriyorum,gururla ve de coşkuyla.Ne yazık ki biz türklere uygulanan hukuk ve insanlık dışı vize uygulaması nedeniyle yurtdışı planlarımızı sürekli ertelemek veya örselemek zorunda kaldık..(Gerçi değerli? yöeticilerimiz her gün yeni bir vize kalkma müjdesi veriyorlar ama,tesadüfen o ülkelerden de insanlar başka yerlere kaçmaya çalışıyorlar).2011 sonunda hertürlü zahmete ve bürokrasiye katlanarak güzel bir kısa avrupa turu yaptım.Arkasından da çok sevdiğm meslektaşlarımla Suriye!Bu kısa süreli geçiş tam bir kültür şoku olsa da,ufkumun ve bilgi dimağımın genişlemesi için çok faydalı oldu.Sanırım turist olma psikolojisi de benim gibi diğer arkadaşlarımı da,anlatım stilleri ve bakış açıları nı yeniden değerlendirme ve şekillendirmeye yönlendirecektir..Doğu avrupa,Orta Avrupa,güzel ülkem doğal köprü ve mezopotamya.Bakalım sağlık ve zaman bizi daha nerelere götürecek..Şimdi bu dediklerimi yıllardır zaten yapan ve benden kat kat fazla yer görmüş olanlar dudak kıvırarak okuyabilirler ama,acemi gezgini bırakın da heyecanlansın ve bu heyecanı buradan yer yer paylaşsın...tabii başka konuları ve duygularımı da...hadi bakalım siftahı benden bereketi hepimizden-))

hadi hayırlısı...

Arkadaşlar,dostlar,tanıyanlar tanımayanlar;Yörük üm falan demeden bu bilgi paylaşım ortamına el yordamıyla giriş yaptım-))Aklıma gelenleri buradan paylaşmak istiyorum.Zaten çevrmden de bu yönde bir istek vardı..Sizlerin de destek ve ittirmelerine ihtiyacım var,çünkü teknik yönüm pek zayıftır bu alemlerde-))neyse,en kısa zamanda bişiler paylaşmaya başlarım inşallah!!!hoşbulduuuuuuuum...